Sadun Boro’nun isminden faydalanmak üzerine bir yazı yazmaya girişmemin tek nedeni bazı özel nedenlerden dolayı bu konuyu çok önemsiyor olmam. Sadun Boro’yu sadece yaptıkları ve kitapları ile tanıyorum. Hiç bir ortamda denk gelmedim. Ben de herkes gibi onun Türk Amatör Denizciliği açısından çığır açan bir kişi olduğuna inanıyorum. Kendisi ile ne rakı içtim ne yelken yaptım ne de başka bir hatıram var. Sadece saygı duyuyorum. İyi ki dünya üzerinden böyle bir karakter geçmiş diyorum.
Ve de ailesinin ( kızının) onun ismi ile yapılan ticari aktivitelere, sahte anmalara, sahte sözlere engel koymasını çok ama çok önemli buluyorum.
Bu konuya nasıl geldik?
Biri çıkıyor, Sadun Boro – Dümen Suyunda Bir Hayat adıyla bir kitap yayınlatıyor. Fakat kitaptaki ne resimler için ailesinden izin alınmış, ne yazıları için, üstüne üstlük kitabın özensizce hazırlanmış olduğu söyleniyor. Elbette aile ( kızı) harekete geçiyor ve yayını durdurtuyor. Yayınevi kitabı satıştan çekiyor. Gelin görün ki bu yasağa rağmen facebook’ta bazı denizcilerin yazdığına göre bu kişi tanıtımını yapmaya devam ediyormuş. İtibar etmeyiniz lütfen Epona Yayınevi, Pupa Yelkeni tekrar bastı, Sadun Boro’yu özlediyseniz bu kitabı alın lütfen.
Bir insan öldükten sonra onun İsmini herkes kullanabilir mi?
Öldükten sonra isminizle ne yapılacağını asla bilememek, isminizin kimin eline düşeceğine kafayı takmak insanı inandığı şeyleri yapmaktan soğutabilir.
Bakın Susan Sontag adlı hem yazar hem fotoğrafçı olan dünyanın en büyük entellektüellerinden biri olan hanımfendinin öldükten sonra günlükleri öz oğlu tarafından yayınlıyor. Ki bu günlükler çok özel şeyler içeriyor, hayattayken asla bilinmesini istemediği özel anıları… Oğlu diyor ki ben yayınlamasaydım bir vakıf benden sonra yayınlardı o sebeple ben yayınladım. İçimdeki ses “Hadi ordan! anneni o kadar önemsiyorsan, özeline saygı duyup yaksaydın günlüklerini”
Oğlu da farkında yaptığının gizli bir günah içerdiğini, bu sebeple önsözde diyor ki, ölürken günlükleri işaret ettiğinde onları yayınlamak istediğini anlamıştım. Belki de bunları ortadan kaldır demek istemiştir ölmeden önce. Bir bakıştan istediğiniz sonuç çıkabilir.
Velhasıl, arkanızda günlük bırakmayın. Arkanızda bir isim bırakacaksanız güvenilir ellerin sahip çıkacağından emin olun.
Yasal olarak bir sanatçı öldükten sonra 70 yıl boyunca eserleri telif güvencesindedir. O öldükten sonra da keyfi olarak varislerinden izinsiz onun hakkında bir şey yapamazsınız.
Bunları nereden biliyorum? Neden bu konu benim için bu kadar önemli? Benim de babam kendi segmentinde tanınan bir insandı ve o öldükten sonra hakkında çıkan anma ilanlarından bile rant elde etmeye çalışan kurnaz insanları görünce gazetelere bu konuda hukuki yazı gönderme gereği duydum ve ilanları engelledim.
Sizin için çok önemli bir insan öldüğünde diğerleri için sadece bir isim ölür, bu sebeple gerçekten bir insanın göçüp gittiğini anlamadan o ismi keyiflerince kullanma hakkını bulurlar.
Ama neyse ki dostlarım yasalar izin vermiyor!
Bir Cevap Yazın