Geçtiğimiz yaz, deniz dünyası üzerine Facebook’taki popüler gruplardan Amatör Denizci Hareketi’nde şöyle bir haber vardı: Ticari bir tekne, Güney’deki koylarımızdan birinde bir ağaca kıçtan kara yapmış. Haberi postalayan başka bir tekne sahibi de ‘Orman Bakanlığı’nca yasa dışı kabul edilen’ ağaca bağlama işlemini, bunu yapan tekne sahibine nazikçe hatırlatarak uyarmış. Ağaca bağlayan tekne sahibi de küfürle karşılık verip, ağaca bağlı konumunu değiştirmemiş. Sen misin böyle yapan! Uyaran diğer tekne sahibi de şikâyetini, sorumlu teknenin resmiyle birlikte Facebook’a postalayarak dile getirmiş. Asıl konumuz bundan sonra başlıyor.
Bu haberin hemen altında, deniz dünyamızın tanınan isimlerinden bir isim “O arkadaşlar ekmek paralarını çıkarmaya çalışıyorlar, ne gerek var böyle sosyal medya üzerinden ifşaya…” gibi bir yorum getirince, genel olarak yanlışı savunan bir yaklaşım olarak algılanan yorumun üzerine uzun bir tartışma başladı. Sert tepkiler sonrası, tanınmış isim şöyle ek bir açıklama getirdi. “Bu tip yanlışların şikayet edilebileceği resmi merciler var ve prosedürler belli. Bunu yapmak yerine sosyal medya üzerinden böyle bir ifşa ile zaten pandemiden sekteye uğramış sektörde, iyice insanların ekmek parasıyla oynuyorsunuz…” gibilerinden.
Bu olayda iki farklı duruma dikkat çekmek istiyorum:
1.Yasa dışı bir hareketi meşru görmek.
Kimin neyi doğru neyi yanlış yaptığını yargılamak bize düşmez. Sonuçta, yasa dışı bir hareket, kanun dışılığı temsil eder. Sebebi ne olursa olsun, bunu meşrulaştırmak ne kadar doğrudur? Yorum sizin.
2.Şikâyeti, gerekli prosedürleri yerine getirerek resmi kanallardan doğru mercilere iletmek yerine, olay ve kişileri direkt sosyal medyada ifşa etmek.
Resmi makamlara ve yetkili mercilere saygımız sonsuz olmakla birlikte, maalesef bu tip olaylar çok olduğundan, şikayetlerle ilgilenmek, gerekli prosedürleri yerine getirmek zaman alabiliyor. Tam olarak bilmemekle birlikte, belki şikayetler bir ön elemeye de tâbi tutuluyor ve bazıları eleniyor olabilir. Çoğu kez, şikayet eden tarafın sürecin nasıl işlediği ve sonuçlandığından haberi olması da pek mümkün olmayabiliyor. O yüzden, ben olaya maruz kalan insanların, belki biraz kolayı seçmek gibi olsa da, şikayetlerini direkt sosyal medyada dile getirmelerini, hatta artık o kadar çok olay oluyor ki aslında buna “haykırmalarını” desek daha doğru olur, anlıyorum. İfşa olayı, belki etik kabul edilmeyebilir, ama burada bir kanun dışılık var mı? Yorum yine sizin.
Bugün, bir mekanla ilgili, kalite olsun, hijyen olsun, olumlu veya olumsuz görüşlerimizi sosyal medya üzerinden paylaşmıyor muyuz? Veya, satın alacağımız bir ürün veya servisle ilgili genel görüşler için sosyal medyaya başvurmuyor muyuz?
Tartışılır tüm taraflarını bir kenara koyalım, sosyal medyanın gücüne biraz farklı bir konu üzerinden dikkat çekmek istedik.
Ayda bir gelen marinakedisi e-bültenine kayıt olmanız için e-postanızı yazmanız yeterli:
Bir Cevap Yazın