Heinz neden hayatta kalan adama tekne alıyor?

6 Şubat’tan beri depremde ölenlerin yası içindeyiz. Her konuşmada sorulan soru bir kaybınız mı var mı oluyor. Tam biz ülke olarak depremdeki kayıpların şokunu yaşarken (hala da şok devam ediyor) Uluslarası basında bir haber çıktı. Heinz, 24 gün Karayipler’de teknesiyle sürüklenen ve hayatta kalmayı başaran adama tekne ediyor. Elvis Francois adlı bu Dominik’li tekne tamir ederken akınıtya kapılıyor ve tam 24 gün okyanus’ta sürüklendikten sonra Kolombiya Deniz Kuvvetleri tarafından farkedilip kurtarılıyor.

24 gün boyunca sadece Heinz ketçap ve bir kaç sos yiyerek hayatta kalan Francois döndüğünde, Heinz Ketçap yiyerek hayatta kaldığını söylüyor. Bunu duyan Heinz firması sosyal medyada bir kampanya başlatıyor ve ona bir tekne hediye etmek için Francois’e ulaşmaya çalışıyor. Francois neyse ki çevresindeki insanlardan arandığını öğreniyor ve bir şekilde firmaya ulaşıyor ve yakında yeni bir teknesi olacak.

Heinz, hediye olarak tekne vermek istemelerini şöyle açıklıyor ” Hayatta kalışını kutlamak için.” Çoğu insan bunun çok başarılı bir reklam kampanyası olduğunu düşünebilir. Fakat kampanya gibi görünse de aslında bunun temelinde bir insanın hayatta kalmasına duyulan sevinç var. Zaten kurtarılan adam her yerde Heinz yiyerek hayatta kaldım diyerek çok organik bir reklam yapmış, hatta bu açıklaması bütün dünya basınında yer almış. Yani zaten reklamın hası gerçekleşmiş. Bunun üzerine Heinz tekne hediye etmiş etmemiş ne önemi var.

O yüzden burdaki mesele gerçekten yaşama tutunan bir adama duyulan sevinç, hayatta kalmasının bir parçası olmanın verdiği mutluluk ve daha fazla destek olmak isteği.

Şimdi Francois kendine verilecek tekne ile ya balık turları düzenleyecek ya da turistlere tekne turu yapacak. Yani evini geçindirecek. Dünyada öyle çok insan var ki, iki hafta çalışmaya ara verdiklerinde borçları, kiraları, faizleri alıp başını giden. 24 gün denizde sürüklenmenin bedelini ekonomik olarak da döndüklerinde ödemek zorunda kalan. Bu yüzden Heinz,sadece denizde sürüklenirken değil karaya çıktığından da Francois’in hayatta kalmasının bir parçası olmaya devam edecek.

İşte bu yüzden depremde ölenlerin yasını kalbimizin bir yerinde tutarken hayatta kalanların da hayatta olmalarına sevinmeli, iyi ki hayata kaldın, iyi ki her şeye rağmen kurtuldun demeli ve bu narin, kırılgan, travmatize olmuş hayatların devrilmeden yürümesine el vermeli.

İçinizde bu yazıyı okuyan ve depremden kurtulmuş biri varsa ona kalbimin her köşesiyle şunu söylemek istiyorum

Her şeye rağmen “İyi ki hayattasın! İyi ki kurtuldun! İyi ki yaşamaya devam ediyorsun!”

Share

Bir Cevap Yazın

Marina Kedisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et