Her şey bir antika dükkanında elime geçen küçük bir içki şişesi ile başladı. Küçük bir araştırmadan sonra insanın denizle kurduğu ilişkiden çıkan şaşırtıcı bir hikaye ile karşılaştık.
Norveçli tüccar kardeşler Heinrich Meincke ve Catharina Meincke, bir gemiyi 1805 yılında fıçılar dolusu İskandinavlara özgü Aquavit adlı patatesten yapılan bir likör ile doldurur ve ticaret umuduyla Doğu Hint Adalarına doğru yola çıkar. Fakat satmayı başaramazlar, vardıkları yerlerin ağız tadı, alışkanlıklar farklıdır.
1897 yılında Norveç’e geri döndüklerinde fıçıları açıp Aquavit’in tadına bakarlar ve farklı bir tatla karşılaşırlar. Buna Linie Aquavit adını verirler. Aquavit’in dalgalar üzerinde sallanmış ve Ekvatoru iki kere geçmiş hali.
Linie Aquavit o günden beri, 200 yıldır, olgunlaşması için Ekvatoru iki kere geçiyor.Her ay fıçılar dolusu patates likörü olgunlaşması ve bu geleneği sürdürmesi için 19 haftalık bir gemi seyahatine çıkıyor. Bu seyahatler hep Wilhelmsen adlı gemi ile yapılıyor. 19 hafta fıçılar içinde sallanan likör kendini buluyor.
Bu hikaye insanın aklına türlü türlü fikirler getiriyor. Denizde yoğurt mu mayalasak?
Yok bea, dalgalar sallasın ruhumuz mayalansın yeter!
Bir Cevap Yazın