Yat Üreticilerinden “Kİ” vergisi alınsın!

Yat üreticilerinden “Kİ” vergisi alınması fikri dün aklıma geldi. Nedir bu “Kİ” vergisi diyebilirsiniz. Kİ vergisi benim gibi sektörel medya mensuplarının sinirlerini sağlam tutmak ve markanızı tanınır kılmak adına alınan bir vergi. Yani Kurumsal İletişim Vergisi. Her Yat üreticisi tekne başına belli bir oranda vergi ödeyecek, bu vergi yine aynı üreticiye aklı başında bir kurumsal iletişimci çalıştırma ödeneği olarak geri verilecek. Bunun önemini anlatacağım.

Öncelikle şunu belirtmeliyim: Marinakedisi okuyucularının belli bir seviyenin üstünde bir grup olduğunu bilmenin rahatlığı ile arada bir beyin fırtınınası yapmayı seviyorum. Bu da öyle bir yazı. Burda yazılanların gerçek insanlar ve gerçek olaylarla ilişkisi yok diyemem çünkü tamamen var:)

Sistemi şöye düşünün, siz devlete para veriyorsunuz, devlet de size aynı parayı aklı başında bir kurumsal iletişimci çalıştırmanız için geri ödüyor. Bunun avantajı ne olabilir?

• Kurumsal iletişimciniz, sektörel medya mensubu ile düzgün iletişim kuruyor. Canını sıkmıyor. Ki medya mensubunun canı sıkılırsa haberi yazma motivasyonu düşer. Yani haberi yazamaz.
• Bu kurumsal iletişimci markanızın reklam ve tanıtım çalışmaları için kafa patlatıyor, fikir üretiyor.
• Kurumsal iletişimciniz sektörde yerel ve global hareketleri izliyor sizi bilgilendiriyor.
• Düzgün iletişim kuruyor. Gerekli mesleki eğitimlere katılıyor.
• Kendisinin değil firmasının haberini yazdırıyor. Bunu birazdan örneklendirmiş olacağım.

Bunlar olunca ne olacak diyen birileri olabilir. Yat markanız tanınıyor, güçleniyor, “Re-sale” değeri artıyor. Yani markanızın ikinci eli satışa çıktığında fiyatı artıyor. İkinci elinizin fiyatı artınca, yeni üretim fiyatı yukarı zıplıyor. İkinci olarak da insanlar marka tekne alır. Çok beylik bir laf var ” Marka tekne al , satarken kolay satarsın” boşa söylenmiş bir söz değil.

Marka olmak için de yapılacak şey basit ” olabildiğinde her yerde adınız geçecek” online medya, sektörel yayınlar, haberler, video’lar. bu kadar basit. Standart bir yat üretin sonra da sıkı bir kurumsal iletişim ve tanıtım planı kurun. Medya mensupları ile de arayı iyi tutmayı unutmayın. Hakikaten bu kadar basit.

Markasına yatırım yapan yerli firmalar elbette var ilk aklıma gelenler: Numarine, Sirena, son dönemde Mazu.

Bir de bana Kİ vergisi fikrini getiren firmalar var. Bunların ismini yazamam. Mesela dün bir tanesinden yazdığım haber ile ilgili resim istiyorum, bayağı büyük bir yat üreticisi. Onun falanca sorumlusundan gelen eposta , aynen diyor ki önce makaleyi yolla bir bakayım, yanlış bir şey yoksa fotoğraf yollarım:)

Ben bunu yazanın önce ismini linked-in da arattırdım. Baktım 20 lerinde genç biri. Sonra telefon açtım. IBInews’i duydunuz mu dedim, hayır duymadım dedi. (Çok uzun bir süredir duymadım diyenlere şaşırmıyorum ama marketing’cilerin cidden duyması gerek.). Sonra ona üslubunun kaba olduğunu ve bu haberi yazmaktan vazgeçtiğimi söyledim. Firma sahibini tanıyorum açıp memnuniyetsizliğimi iletebilirdim ama yapmadım çünkü bu kişiye işi veren o ve inanın kurcalamamak lazım çünkü genelde gerçekten bir akrabalılık ilişkisi çıkıyor.

Mesela bu bahsettiğim firmadan çok daha büyük hatta en büyüklerden başka bir üretici aynı pozisyona bir stajer getirmişti. Ki bu stajer de üst düzey bir yöneticinin oğluydu. Stajer çocuk da bu firmanın instagram hesabına batan güneşler koyup, bugün de güneş tersanemizde güzel battı diye metin ekyeip markayı güçlendirdi bir süre:)

Velhasıl “Kİ” vergisi bir espri değil. Firmalar bu işe bütçe ayırmakta zorlanıyorsa, Devlet bunu bir vergi ile sağlamalı. Ekonomimiz için iyi olur. Bir de sektörel medya mensubu insanlara da yazık. Bu insanlar okuyan, yazan sürekli gelişen insanlar, kaba saba insanlara maruz kalınca, üretme isteği de zedeleniyor. Sonra Almanya’ya göç ediyorlar🙂