Naviga’dan çıkan çok enteresan bir kitap var. Edebiyatta Denizcilik, Denizcilikte Edebiyat. İki aydır elimde ve her elime aldığımda sürekli içinde okuyacak yeni bir şey buluyorum. Adeta hiç bitmeyen bir kitap. Bitmemesinin nedeni inanın kalın olması değil, ki kalın değil sadece 360 sayfalık çok derin bir kitap.
Denizcilik edebiyatında yazılmış önemli eserlerin, kalemi güçlü yazarlar tarafından deneme makale ve inceleme şeklindeki metinlerinden oluşuyor.
Yani çok daha sade bir şekilde ifade etmek gerekirse hani müzisyenler bazı şarkıları yeniden yorumlayarak söylerle ya, buna “Cover” da derler. Bu da öyle bir kitap. Bir Cover tadı var makalelerde.
Mesela Hülya Leigh, Turgay Noyan’ın kitapları ile ilgili yazmış.
Setenay Özbek, Azra Erhat’ın Mavi Yolculuğunu anlatmış. Mustafa Köz, Halikarnas Balıkçısı’nın Mavi Sürgün’ünü. Yorumlanan kitaplardan bazıları; Kon Tiki. Marques’in Bir Kayıp Denizcisi, Barbaros Hayrettin Paşa’nın Hatırları, Moby Dick, Martin Eden. Piri Reis’in Kıtab-ı Bahriyesi.
Kitap, kutsal metinler, destanlar ve efsanelerle başlıyor ki işte insanın aklına şu geliyor; Edebiyatta Denizcilik mi yoksa Denizcilikte Edebiyat mı? Meşhur yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan çelişkisine benzer bir soru.
Kitabı hazırlayanlar yazar Hikmet Temel Akarsu ve gemi mühendisi ve yazar Emre Karacaoğlu.
Hikmet Temel Akarsu’nun “Yavaşlığın Keşfi” romanını anlattığı deneme çok hoşuma gitti mesela. Yavaş olduğu için gerizekalı muamelesi gören bir genç, yavaşlığı sayesinde çok iyi bir denizci olur. Çünkü ne kadar yavaş hareket edip çok düşünürse insan o kadar iyi denizci olur diyor kitapta.
Naviga’ya böyle deli bir eseri bize kazandırdığı için teşekkürler. 2023 boyunca muhtemelen bu kitap elimin altında olacak. Almak isterseniz aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz: